Çok?

Çok üzgünüm, Nasıl çok? Ne kadar çok? Kime göre çok, neye göre çok? Çok mutluyum? Ne gibi çok? Ne ölçüde çok? Çok kelimesini hayatlarımızda çokça kez kullanırız değil mi? Aaa bakın daha şimdi kullandım. Peki tam olarak ne bu 'ÇOK'? Yani sana göre çok uzun bir ağaç kaç metre olmalı, santimetreler de uzun sayılmaz mı? Çok uzaktasın deriz mesela aramıza mesafeler girmiş bir arkadaşımızla konuşurken, insan aynı koltukta yan yana oturduğu biriyle de çok uzak olamaz mı? Çok kitap okudum bugün, sayfalarca.. Sana göre kaç sayfa çok, mesela bana göre 100 sayfanın aşağısı kurtarmaz. Demek istediğim bir birey olarak çok kelimesini statü belirlemek, derecelendirmek için kullanmanın tam da yeterli olmadığını gördüm. Birine çok yorgunum diyorum, ona benim yorgunluğum ne kadar gelebilir ki? Benim çokum ile onun ki aynı, eş değer mi? Hiç sanmam. Çok bıktım, çok bittim. Günlerim çok yavaş geçiyor.. Durun belki iki üç 'o' koysam daha çok işler ona ve daha anlaşılır. "Günlerim ÇOOOK yavaş geçiyor." Heh sanırım oldu. Oldu mu? Şimdi çokumun büyüklüğünü anlayabildiniz mi? Şey ben yine anlaşıldığıma emin değilim. Bana kalırsa ölçeklendirme kullanmamız güzel bir şey ama çok kelimesi bunun için pek de doğru değil. Ha gelip bana sorarsanız, sen sanki hiç kullanmıyorsun diye, inanın çok kullanıyorum :)). Onun yerine kendimizi daha açık, anlaşılabilir kılan cümleler kurabiliriz, örneğin 20 sayfa okudum, 20 metre ağaç, gökyüzü kadar yorgunum (tamam abarttım).. Gibi gibi... Lütfen betimlemelerin varlığını unutmayıp hayatlarımıza da enfekte edelim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

özleştik

Kırılmaya Dair Derleme.