Çoğu Zaman’

Çoğu zaman kendimi uzun uzun anlatmak veya susmak arasında gidip geliyorum. İçimden gelen bir dürtü, otur diyor bir köşeye ve anlat. Hangi durumda nasıl hissettiğini, nerede nasıl davrandığını ya da gelecekte neler istediğini, anlat diyor. İster yaz uzunca, ister sesini kaydet, ister de yerleştir karşına kameranı ve kendini çek. Ne var ne yok içinde anlat diyor. Saatlerce sürsün, hatta isterse günlerce ama yine de sen anlat diyor. Oturuyorum sonra, yazıyorum bir şeyler ya da alıyorum elime telefonu konuşuyorum biraz. Sonra anlıyorum ki hiçbir zaman ne hissettiğimi ya da anlatmak istediklerimi anlatamayacağım ben. Kelimelere dökemeyeceğim hiçbir zaman onları. Ben anlatsam bile anlamazlar ki beni, anlaşılmazım çünkü. Ben de pes ediyorum. Susuyorum. Susmayı tercih etmekten başka elimden gelen bir şey olmuyor. Hatta öyle anlar oluyor ki içimde biriktirdiklerimi kendime bile anlatamıyorum. Hoş kendim de anlamıyorum ki. Anlamlandıramıyorum. Bir şeyler yolunda değil bunu biliyorum. Fakat inatla her şey yolundaymış gibi davranıyorum. Düşüncelerimin beni yorduğunun da oldukça farkındayım. Bazen çok düşünüyorum bazen ise düşünmemek için kendimi zorluyorum. Böyle nereye kadar devam edecek diye sormuyorum artık kendime. Çünkü cevabını ne kadar aramaya çalışsam da beceremiyorum. Cevabını bilmiyorum. Oturuyorum bir köşeye sadece bekliyorum. Belki bir gün bir şeyler olurda anlatmadan anlarlar beni diye. Yormakta istemiyorum kimseyi. Uzunca anlatıp kafalarını da yoktan yere şişirmek istemiyorum. Sadece son bulmasını bekliyorum. İçimin huzur ile dolacağı günlerin gelmesini istiyorum. Ben anlatmaya aşık olayım, beni dinlemeye aşık biri olsun istiyorum. Zorluğu kolaylaştıralım istiyorum. Sadece İstiyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

özleştik

Çok?

Kırılmaya Dair Derleme.