Her Yolculuk Bitmek Zorunda
Sanki, her zaman, sonu olmayan uçsuz bucaksız o yol diye nitelendirdiğimiz uzantının başında bekler gibiyiz. Bir adımla başlıyor aslında her şey. Sadece doğmakla başlıyor. İlerliyoruz. İlk adımlarımız, diğer adımlarımıza göre her zaman daha sağlam oluyor. Bakıyoruz sonra yol uzadıkça uzuyor. Dibini, sonunu hiçbir şekilde göremiyoruz. İçimizi bir şüphe, bir korku kaplayıveriyor aniden. Sonra da bu korku giderek adımlarımıza yansıyor. Artık ilk adımlarımız gibi sağlam değil adımlarımız. Şüphe ve korku sağlamlığı yok etmiş. Titreyerek atıyoruz adımlarımızı. Çünkü görüyoruz ki sonu yok. Sonsuz olanlar bizi korkutuyor, uzaklaştırıyor. Ama olsun diyoruz, titrese de bacaklarımız, yürüyoruz yolun yarısını tamamladığımız yolu, bitirmek ümidiyle. Ya da yarısını tamamladığımızı sandığımız yolu. Yol fazlaca uzun ki, her bir kavis de farklı olay örgüleri ile karşılaşıyoruz. Zaten belki de ondan titrer ya bacaklarımız. Belki de onlardan korkarız ya bizler. Bazı raddelerde bazı insanlar yolculuklarına daha fazla devam edemeyip pes ederler. Yolculukları sona erer. Pes etmeyip ilerleyenlere ise sonsuzluk vadedilmiştir. Yolculuğu sonsuzluk olanlar ise çoktan bitmiştir. Aslında bir nevi, pes edenler ile sona gidenler aynı kapıda buluşur. Çünkü her yolculuk bitmek zorunda.

Yorumlar
Yorum Gönder