Yazın!

 Mektuplar

     Değerli olan anlar, yaşadıklarımız ve bunları anlatacak kadar önemli olan insanlar. Birilerimize neden mektup yazarız. Yazdıklarımızı bilmesi gerektiği için mi? Ya da bilmesini istediğimiz için mi? Yoksa ikisi de değil mi? Ya da yazar mıyız ki? Soruyorum size, arkanıza yaslanın ve düşünün lütfen, bu zamana kadar kaç insana mektup yazdınız? Aslında tam olarak mektup olmadığını düşündüğünüz yazımsı bir ileti yazdınız? Derinlere inin, geçmişe, çok daha uzak geçmişe. Hiç mi, bir tane mi? Birden daha fazla mı? Cidden bu kadar mı? Peki yazıp ulaştıramadıklarınızı eklersek. Bir elin parmaklarını geçer mi? Geçmezse lütfen bu yazımı okuduktan sonra elinize bir kağıt ve bir kalem alıp, aklınızdan geçen birine, tam şu an mektup denince aklına gelen o kişiye bir mektup yazar gibi yazı yazın, rica ediyorum. 

   
Mektuplar kendimizi bir şekilde dışa vuruş şeklimizdir. Önemli bir bilgiyi aktarabileceğimiz, kendi hayatımız hakkında bir şeyler anlatabileceğimiz ya da karşı taraf hakkında bilgi edinip keyif alabileceğimiz nadide şeylerden biridir. Kağıt ve kalem ikilisi bir araya gelince ortaya nelerin çıkabileceğini, sizden rica ettiğim şeyi yaparsanız eğer daha iyi anlarsınız. Onların ikisi buluşunca adeta sihir olur. Aslında hissedip dökemediğimiz bir bakarsınız bembeyaz kağıdı doldurmuştur. Şöyledir ki bazı insanlar kendini yazarak daha iyi ifade ederken, bazıları kurmuş olduğu sözlü cümleler ile daha anlaşılır ve sağlıklı bir şekilde ifade eder kendilerini. Ama şu an bizler, birilerine bir şeyler anlatmaktan o kadar yorulmuşuz ki, kimsenin kimseye takati kalmamış. Sizden istediğim şey bu yüzyılda biraz zor biliyorum evet. Ama biz hiç mektup yazmamış insanlar olmayacağız. Şimdi lütfen elinize alın o kalem ve kağıdı, bakın kalem ve kağıt diyorum herhangi bir dijital araç değil, yazın. Mektup yazın...

kendine cici bak

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

özleştik

Çok?

Kırılmaya Dair Derleme.